Bu savaşçılar esas olarak bronzdan yapılmış tamamen işlevsel silahlarla silahlandırılmıştır. Düzinelerce mızrak, kanca, kılıç, tatar yayı ve 40.000 kadar ok başı ortaya çıkarıldı. Bronz silahlar oldukça iyi korunmuş bir durumda, silahların çoğu parlak, neredeyse bozulmamış yüzeyler ve keskinliği araştırmacıları hayrete düşürdü. Yeni yapılan bir çalışmaya göre , silahların bu denli korunmuş olmasının sebebi krom kaplamadan (bir zamanlar anti-pas teknolojisinin en eski formu olduğu düşünülür) değil, silahları çevreleyen toprağın kimyasal bileşimi ve özelliklerinin silahların korunma gücünden sorumlu olabileceğini ortaya koymaktadır.
1970’lerde Terracotta Ordusu’nun ilk kazılarından bu yana, arkeologlar bronz silahlarda görülen kusursuz korunma durumunun, metal korozyonu önlemek için benzersiz bir yöntem geliştiren Qin silah üreticilerinin bir sonucu olması gerektiğini öne sürdüler.
Bronz silahların yüzeyinde tespit edilen krom izleri, Qin zanaatkârlarının sadece 20. yüzyılın başlarında patentli ve bugün hala kullanılmakta olan bir teknik olan kromat dönüşüm kaplama teknolojisine emsal teşkil ettiği inancına yol açtı. Bununla birlikte, silahların neredeyse hiç bozulmamış olması bilim adamlarını kırk yıldan fazla şaşırtmaya devam etti.
bronz silahların mükemmel korunmasına orta derecede alkalin pH, küçük parçacık boyutu ve çevresindeki toprağın düşük organik içeriği yardımcı olmuş olabilir.
Bronzun yüksek kalay bileşimi, uygulanan teknik ve yerel toprağın özel doğası, bu dikkat çekici korunmayı açıklamak için bir yol kat ediyor, ancak Qin Hanedanlığı’nın gizemli bir teknolojik süreç geliştirmesi hala mümkün ve bu da daha fazla araştırmayı hak ediyor.
Marcos Martinón-Torres