Site icon Bilimin Hafıza Çöplüğü

Ruhun, samimiyetine eşittir, samimiyetinse ruhuna.

İşini aşk ile yapmak

İşini aşk ile yapmak

Bir ruhu olması lazım eylemlerimizin, hayata karşı duruşumuzun, tavırlarımızın. Ruhtan kastım elbette ki anlam yükü, his gücü. Monotonlaşmış, klişeleşmiş, otomasyon haline gelmiş bedenler oldu günümüz insanları. Yoğun hayat mücadeleleri, rol icabı ve baştan savma sorumluluklar, karabasan halini almış gelecek kaygıları itti insanları bu psikolojilere.

Tabi bir eylemi ruhla yapabilmenin ön şartı ruhumuzun beslenmiş olmasıdır, doymuş olmasıdır. Besleyebiliyor muyuz ruhumuzu yukarıda saydığım olumsuzluklar karşısında? Ne ile beslersiniz ruhlarınızı mesela? Okumayla mı? Müzik dinleyerek mi? Sevginizle mi? İnancınızla mı? Sanatla mı? Birçok yolu var elbette.

Herkes işe gidiyor, ama işini ruh ile yapan aramızdan seçiliyor.  Başarılı oluyor. Herkes spor yapıyor. Ama bunu ruhu ile birleştiren profesyonel olabiliyor. Herkes şarkı söylüyor ama şarkıya ruhunu katan kitleleri etkiliyor. Bunlar birbirinden farklı ama ortak noktası “Ruh” olan başarı örnekleri. Birinin ruhunu öldürmek, onun bedenini öldürmekten daha kalıcı ve daha zarar verici olur diye bir söz okumuştum bir yerlerde.

Ruh bir yerlerde emek anlamına geliyor, bir yerlerde hayal kurup peşinde olabilme anlamına geliyor, başka bir yerlerde ise üretme verimliliği anlamına gelebiliyor düşündüğümde. Bir şeyi sadece yapmış olmak için yapmak, eğreti ve başarısız sonuçlara yol açar. Emek vermeli, bir şeyler katmalı kendimizden, sebat etmeli… Satırlarını okumaktan keyif aldığım, şarkı sözlerinden büyük anlamlar çıkardığım, bana her bir cümlesinde “Madalyonun bir de bu yüzü varmış” dedirten, beni yazmaya heveslendiren Büyük Şair, Mehmet Şenol Şişli’nin dediği gibi: “Eğer bir yanlış yapacaksan, bari onu doğru yap” ifadesi aslında tam da anlatmaya çalıştığım “Ruh” kavramıyla alakalı.

Ruhun, samimiyetine eşittir, samimiyetinse ruhuna.

Kaynak ileri okuma …

Exit mobile version