Site icon Bilimin Hafıza Çöplüğü

5.5 Milyon Yıllık Mağaranın Sırları

Movile mağarası Romanya’da 1986 yılında bulundu

Movile mağarası Romanya’da 1986 yılında enerji santrali için zemin uygunluğu test edildiği sırada, doğal giriş-çıkışları 5.5 milyon yıl önce muhtemelen jeolojik aktiviteler sebebiyle kapanmış olarak bulundu. Movile mağarası Hidrojen sülfür ve karbon dioksitte eşsiz yeraltı suyu ekosistemi bolluğu ve içinde bulunan canlılar ile dikkat çekicidir, ancak oksijen düşüktür. Mağaradaki yaşam son 5,5 milyon yıldır dışarıdan ayrılmış ve fotosentez yerine tamamen kemosentez üzerine kuruludur.Mağara zeminine erişebilmek için öncelikle kazılmış dar bir kuyuda ip yardımıyla 20 metrelik bir iniş gerçekleştirmek gerekiyor. Bu tehlikeli ilk inişi Rumen bilim insanı Cristian Lascu gerçekleştirdi.

Mağara Rumen yetkililer tarafından kapatıldığından beridir mağaraya girmiş insan sayısı 100’den azdır ki bu sayı aya gitmiş insan sayısıyla mukayese edilebilecek bir rakamdır. Bunun nedeni kısmen mağaraya yapılan yolculuğun son derece tehlikeli olmasıdır.

Movile Mağarasının Özellikleri

2010 yılında, İngiltere, Coventry’deki Warwick Üniversitesi’nden Mikrobiyolog Rich Boden bu mağaraya giren 29. kişi olmuştur. Mağaranın İçerisinin epeyce sıcak ve çok nemli olduğunu belirtiyor.“Kükürtlü ılık su havuzu çürük yumurta ve yanmış lastik kokuyor. Karıştırıldığında ise etrafa hidrojen sülfit yayıyor” Göl odası, içerdiği zararlı gazlar sebebiyle oldukça yoğun bir atmosfere sahip. Sudan yayılan hidrojen sülfür kadar özellikle karbon dioksit de bu durumda etkili.

Dahası havadaki oksijen miktarı yarı yarıya düşük: normali %20 olmalıyken sadece %10 oksijen içeriyor. Solunum cihanız olmadan kısa sürede başınız ağrımaya başlar.

Movile Mağarası’ndaki canlılardan örnek

Mağaranın devamını keşfetmek için göle dalmalı, dar sualtı koridorlarında yolunuzu bulmalı ve ‘’hava çanı’’ denilen hava boşluklarına ulaşmadan önce ekipmanlarınızı çıkartmanızı gerektirecek kadar dar geçitlerden geçmelisiniz.
Ayrıca tüm bunları mutlak karanlıkta ve yüzeyden epeyce uzakta yapmak işinizi çok daha tehlikeli bir hale getiriyor. Sıkışmak veya bu tüneller labirentinde kaybolmak berbat bir ölümle sonuçlanabilir.

Movile Mağarası karanlığa ve zehirli gazlarına rağmen hayat dolu. Şu ana kadar 48 tür tespit edildi ki bunlardan 33 tanesi daha önce dünyanın başka herhangi bir yerinde görülmemiş türlerdi.

Garip bir şekilde hava kötüleştikçe hayvan miktarı da artıyor. Bunun neden olduğu, dahası tüm bu canların neden ölmediği henüz net bir şekilde aydınlatılmış değil. Işıksız bir ortamdaki Movile Mağarası canlıları besin kaynağı olmadan hayatlarını sürdürüyormuş gibi görünürler. Çoğu mağarada canlılar besinlerini tavandan süzülen sulardan alır. Bu su sakıt ve dikit oluşumlarını da sağlar. Ancak Movile Mağarası’nın üzeri geçirimsiz kalın bir kil tabakası ile kapalı olduğundan Lascu ilk ziyaretinde hiçbir sarkıt veya dikit oluşumuna rastlamamış ve yüzeyden gelen suya dair hiçbir ize rastlamamıştır.

Movile Mağarası’ndaki canlılar

Yapılan araştırmalara göre mağaradaki su hiçbir şekilde yüzeyden gelmemişti demek ki bu su aşağılardan gelmeliydi. Şu an için Movile Mağarası’nın su kaynağının 25 bin yıldır orda bulunan süngerimsi kumtaşından geldiği anlaşılıyor. Yine de halen daha bu mağaradaki canlıların nasıl hayatta kaldıkları açıklanamıyor. Yapılan analizlere göre içeri akan su hiçbir şekilde besin taşımıyor. Bunun yerine esas besin kaynağının su yüzeyinde bulunun tuhaf bir köpük katmanı olduğu anlaşılıyor. Bu yüzer haldeki köpük katmanı ıslak kağıda benzemekte, hatta kağıt gibi yırtılabilmekte ve ‘’ototrof’’ olarak bilinen milyonlarca bakteri içermektedir.

Boden. “Mağaradaki karbon miktarı normal havaya göre 100 kat daha fazla ama bitkilerdeki durumun tersine burada hiç ışık olmadığı için fotosentez mümkün değil” Movile’in bakterileri enerji için ışığı kullanmak yerine kemosentez olarak bildiğimiz bir yöntemi kullanmakta.

Movile Mağarası’nda hiçbir sinek bulunmamasına rağmen örümcekler ağ örmeye devam ediyor. Sıçrarkuyruk (springtail) denen minik böcekler ortalıkta zıplarken bu ağlara takılıp yem oluyorlar.
Araştırmacılar 1996 da mağaradaki canlıları kategorize etti. 3 çeşit örümcek, bir kırkayak, 4 çeşit isopod (tesbih böceklerinin de dahil olduğu bir sınıf), daha önce hiçbir yerde görülmemiş bir sülük çeşidi ve alışılmadık görünüme sahip bir su akrebi tespit ettiler.

Peki bu hayvanlar nasıl ve neden mağaraya girdi?

Bir teoriye göre, Miyosen Dönemi’nin sonunda yaklaşık 5.5 milyon yıl önce, kuzey yarımkürenin ikliminin değişmesidir. Afrika kuzeye ilerledikçe Atlantik’in Akdeniz’e akışını engelledi ve böylece Akdeniz kurudu. Bu durum, hayvanları Movile Mağarası’nın kürkürtlü yeraltı dünyasına sığınmaya zorlamış olmalı. Zengin besin kaynağı, herhangi bir avcı canlının bulunmaması ve termal suyun sağladığı sabit ısı cennet gibi bir ortam sunmuş olmalı. Bu teorideki problem ise kanıtlanmasının güç olması.

“Muhtemelen bakteriler beş milyon yıldan daha uzun bir süredir burada ama böcekler bu dönemlerde içeri sıkışmıştır.” diyor Murrell. “Bu hayvanlar, bir kireçtaşı bloğunun düşmesiyle çok basit bir şekilde mağaraya düşmüş ve mağaranın keşfedildiği 1986 yılına dek burada hapsolmuş olabilirler.

Movile Mağarası’ndaki yaşam

Mağaraya, farklı hayvanlar farklı dönemlerde ulaşmış olabilir. Movile mağarasının tek salyangozu üzerine 2008 yılında yapılan bir araştırma, 2 milyon yıldan fazla süredir orda olduğunu ileri sürdü. Mağaraya girdiğinde Buzul Çağı’nın daha başlarıydı ve belki de soğuktan kaçmak için yeraltını tercih etmişti.

Movile Mağarası kendini bu şekilde idare eden bir ekosisteme sahip olarak bilinen tek mağaradır. Hatta yeryüzünde buna benzer başka bir ekosistem de bulunmamaktadır.
Movile Mağarası keşfinden neredeyse 30 yıl sonra halen daha dünyadaki en izole ekosisteme ev sahibliği yapmaktadır. İçinde daha gün yüzüne çıkmayı bekleyen pek çok sırrı barındırmaktadır. Mağaranın tortularında gömülü incelenmeyi bekleyen daha bir sürü organizma bulunuyor ve yaşamın doğasına dair en derin sorularımıza cevap olabilirler.

Exit mobile version