Site icon Bilimin Hafıza Çöplüğü

Neden grip aşıları her yıl değişir ?

Peki neden uzun dönem koruma sağlayan tek bir aşı yok? Kızamık, çiçek gibi hastalıklara karşı tek bir aşıyla bağışıklık kazanabiliyorsak grip aşısı da bu şekilde hazırlanamaz mı? Maalesef hayır; çünkü gribe sebep olan influenza virüsü, sürekli evrim geçiriyor. Aşı sayesinde bağışıklık sistemimiz virüse karşı korunmayı öğreniyor; bir yıl sonra, hatta bazen yılda birkaç kez virüsün farklı bir varyantına yenik düşebiliyoruz. Sonuç olarak bu virüs tehlikeli olmaya devam ediyor. Dünyada her yıl ortalama 500 bin kişi bu virüsün neden olduğu hastalıklar yüzünden yaşamını kaybediyor.

Yeni bir çalışma, grip virüsünün tüm tiplerine karşı etkili olabilecek bir aşının neden geliştirilemediğine dair yeni bulgular sundu. Buna göre bağışıklık sistemimiz virüsün önceki versiyonlarını hafızasına almak yerine, yeni varyanta karşı bir savunmayı sıfırdan oluşturuyor ve bunu yaparken çoğunlukla daha önce virüsle ilgili bir deneyimi olmamış bağışıklık hücrelerini kullanıyor. Rockefeller Üniversitesi profesörlerinden Gabriel D. Victora, “Bağışıklık sisteminin önceden bildiği şeyler üzerine koruma inşa etmesini sağlayabilirsek grip, HIV veya Hepatit C gibi hızlı evrimleşen virüslere karşı daha etkili aşılar da geliştirebiliriz” diyor.

EVRENSEL GRIP AŞISI Victora ve ekibi, birinci ve ikinci kez grip aşısı olan farelerde bağışıklık hücrelerinin davranışını araştıran bir çalışma yaptılar. Bu deneylerde özellikle B hücreleri (antikor üreten beyaz kan hücreleri) dikkate alındı. Antikorlar, vücuda giren virüs gibi yabancı maddelere saldırarak veya diğer hücrelerin saldırmaları için bunları bir nevi “etiketleyerek” koruma sağlayan proteinler. Enfeksiyon veya aşılama sırasında B hücreleri lenf nodlarındaki “tohum merkezlerine” akın edip yeni saldırganı hedefleyene dek mutasyon geçiriyorlar.

Victora’ya göre “tohum merkezleri eğitim kampı gibi. B hücreleri bu bölgelere çok kötü girip çok iyi çıkıyorlar ve hedeflerine daha sıkı bağlanan çok daha güçlü antikorlar salıyorlar”. Bu “çok iyi” B hücreleri, bağışıklık sisteminin hücresel belleği oluyor ve virüsün bir bölgesine yapışan antikorlar salgılıyorlar. İdeal olarak vücut bir virüse veya aşıya tekrar maruz kaldığında, B hücrelerinin tohum merkezlerine dönüp, evrimleşmiş olan virüse karşı daha karmaşık ve güçlü antikorlar üretmesi gerekirdi. İşte, araştırmacıların “evrensel” bir grip aşısı yapmaları için ihtiyaçları olan şey de bu. “Burada ana fikir, aşıyı tekrar ederek bellek hücrelerinin tohum merkezlerine tekrar dönmelerini sağlamak” diyor

Victora: “Süper B hücrelerine dönüşmeleri için birkaç kez evrimleşmeleri gerekli”. Fakat incelemelerde B hücreleri geri dönmüyor; başka birşey oluyordu. Araştırma ekibi ilk aşı sırasında farelerin tohum merkezlerini floresan renklerle genetik olarak işaretlediler ve ikinci aşıda sonraki neslin nasıl davranacağını görmek istediler. Şaşırtıcı biçimde; ikinci aşıda tohum merkezlerine giren B hücrelerinin %90’ı renksizdi; yani bunlar yeni hücrelerdi. Genetik analiz sonrasında bu hücrelerin (genellikle B hücrelerinin maruz kaldığı) mutasyondan geçmedikleri, yani buraya (tohum merkezine) ilk kez geldikleri ortaya çıktı. Fakat bu eğitim kampının duayenlerinden eser yoktu. İlk aşıda tohum merkezine girmiş olan yüzlerce tip B hücresinden yalnızca birkaçı ikinci aşıda geri dönmüştü ve bunların çoğu virüse bağlanabiliyordu. Belli ki; ikinci kez kampa girmek yalnızca birkaç özel B hücresine tanınmış bir imtiyazdı. İleriki çalışmalarda insanlarda da aynı şekilde seyrettiği anlaşılırsa bu bulgular aşı tasarımı konusunda bazı fikirler verebilecek.

Güçlü B hücreleri oluşturabilmek için araştırmacıların, hücreleri kampa geri dönmekten neyin alıkoyduğunu bilmeleri gerekiyor. “Hücrelerin geri dönmesini engelleyen sınırlandırmanın ne olduğunu anlayabilirsek, bu darboğazın etrafından dolaşarak tekrarlı aşı yaklaşımlarında başarı elde edebiliriz” diyor Victora. Böylece hücreler, grip virüsünün varyantlarına karşı güçlü koruma sağlayabilmek için birden fazla mutasyon geçirebilirler.

Exit mobile version