Özgürlüğün Sembolü – Kayseri Yılkı Atları

Doğada özgürce yaşayan bu atlara “yılkı” diyorlar. Köylüler bahar ve yaz aylarında işlerinde kullandıkları atları kışın besleme derdinden kurtulmak için doğaya bırakıyorlar. Eğer kışı geçirip hayatta kalmayı başarmışlarsa da bahar geldiğinde tekrar ihtiyaçlarına göre bir tane sahipleniyorlar. Yani başlangıçta bu özgürlük, atların kendi seçimleri olmamış hiçbir zaman.

1970’lerden sonra tarım işlerinde traktörün kullanımının artmasıyla doğaya bırakılan atlar, tekrar sahiplenilmiyor. Aslında yaban hayatın bir parçası olmayan bu evcil atlar, doğada zor şartlara rağmen kendi başlarına yaşamaya alışıyorlar. Kayseri bölgesindeki yılkı atları çoğunlukla Hörmetçi, Sultan Sazlığı ve Soysallar Mahallesi civarlarında yaşıyorlar.

Bulduğumuz ilk köy kahvesinde bir çay molası verip yılkı atlarıyla ilgili merakımızı gidermeye çalışıyoruz. Bir sürü sorular sorduğumuzu gören köyün kahvecisi bizi kahvenin en yaşlıların olduğu masayı yönlendiriyor ve ekliyor: “Tüm sorularınızın cevapları onlarda”.

Aslında bu sadece Kayseri’ye özgü bir gelenek değil. Konuya daha derinlemesine girince görüyoruz ki, Anadolu’nun birkaç yerinde daha yılkı atları var. Özellikle Manisa’nın Spil ve Yunt Dağı, Afyon’un Kocayayla’sı, Karaman’ın Karadağ Bölgesi, Muş, Dinek, Karacaören, Madenşehri ve Üçkuyu yılkı atlarının gruplar hâlinde görüldüğü yerler.

Yılkılar 8-10’lu gruplar hâlinde yaşıyorlar. Bu grupların liderleri bir erkek. Diğerleri ise kısraklardan oluyor. Bu gruplara “öğlek” deniyor. Yavrular annelerinin yanı başında koştururken yetişkin olan erkekler gruptan uzaklaştırılıyor. Başka gruplardan dışlanan diğer atlarla “Bekarlar” grubunu oluşturuyorlar. Yaşlanan veya ölen liderlerin yerine geçerek bir grubun üyesi oluyorlar.

“Lider atı zaten baktığınızda anlıyorsunuz” diyor Hasan Amca ve devam ediyor: “Grubun ilerisinde kendi başınaymış gibi görünse de gözü kulağı etraftadır. Sürüye yaklaşan bir tehlike sezdiklerinde grubun başına giderler. Hatta tehlike büyükse diğer gruplarla da birleşerek buna karşı koymaya çalışırlar”.

Yaylarda serbestçe dolaşan yılkılar, özgürlüklerine düşkünler ama bunun bir bedeli var. Yazın susuzluk kışın yoğun kar yağışı yiyecek bulmayı zorlaştırabiliyor. Ayrıca yırtıcı vahşiler de onlar için büyük tehlike.

Bölgede yaşayan yılkı atlarının sayısı artık 300-400’ü bulmuş. Özellikle bölgede yaşayan fotoğrafçıların çekimleri sosyal medyada görülünce, yılkılara olan ilgi de arttı. Son bir iki yıldır buralara fotoğraf turları bile düzenleniyor.

​İlk günü tesadüfen yakaladığımız yılkı atları için tekrar gelmek üzere köyden ayrılıp ertesi gün, günbatımında tekrar geliyoruz. Yılkı atlarıyla ilgilenen köyün gençleri bizi yakınlarına kadar götürüyor. Alı, siyahı, kıratı önümüzde bir sürü yılkı var. Kendi atlarıyla yılkıları yönlendiren gençlerin koşturmasıyla onlar da hareketleniyor. Gün batımında, yanı başımızda akan derenin içerisinde koşturan atlara bir de Erciyes’in muhteşem görüntüsü ekleniyor. Unutulmaz sahnelerle veda ediyoruz Kayseri’ye…

seturday

Tag