Bexteverin – Sahib Nebiyev

“ dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmayacak “

bugün çok uzaklara gidelim,
bambaşka uzaklara,
uzaklaşalım bu devirden
biz bu devri sevmedik ,
sevemedik …
gidelim…
bir şiir çınlıyor kulaklarımda
“ vazgeçtim seni hep ötelerde aramaktan
seni yüzyıllar öncesine hapsetmekten vazgeçtim
mesafelerden usandım ya Rasulallah”

mesafelerden usandık,
usandık ya Rasulullah …
“weeping eyes “ bir yanında kaybetmişlik olanların parçası
bir yanınızda bir eksiklik yoksa sizi pek tabîî etkilemeyecektir ,
bir yanımız eksik elbet , ve eksik olan yan tüm yanlarımız eksik gibi batıyor sînemize.
ey yitimkâr nefesimm , ukbaya ramak kala nedir bu içine halvet olan dilsiz uçurum,
nedir bu göremeyişlerin,
duyamayışların ,
farkedemeyişlerin..
nedir bu gafletin..

müzikle terapi, derinlik, özgürlük ,dinginlik , notalardan ruha süzülen bir ab-ı hâyat adeta…
bir yerlere götüren geri getirmeyen,
iç alemimize yorgunlugumuza dargınlığımıza sızılarımıza tercûman..

bu parça vassilis saleas’ın mikis theodorakis ile 1998’de çıkardığı litany albümünün 4. parçası. dinlerken ne kadar da bizden bir müzik diyor insan.
ege denizinin iki yakasındaki izmir ve atina’nın coğrafyasının ve insanlarının benzerliğini,
doğu ve batının benzerligini ,
insan oluşumuzun tek bir ümmet oluşumuzun ,
her ne inançta olursa olsun atamız âdem’ in bir oluşunun,
acıların mutlulukların ortak oluşunun destanı bu ,
dursun ali’nin “sen yoktun” şiirinden duyanlar bir yunanlının parçası olduğuna zor inanır, ama
müziğin evrenselliğinin kanıtı gibi” weeping eyes”
her ne olursa olsun özde insanlığın pâk oluşunun kanıtı gibi …

eğer bu parçaya biryerlerden yolunuz düştü ise şayet tavsiyem
müzigi Anna RF ‘nin orijinal videosundan da izlemeniz bu müzikle Himalayalar’da bir görsel şölen yaşamanız…

  • her nereye gitmek isterseniz , siz tutun müziğin ellerinden o sizi götürecektir elbet, “sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.
    herşey sus pus olmuştu.
    hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!
    kainat bir isim duymak istiyordu.
    ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;
    Muhammed!
    karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.
    Muhammed!
    melekler öptü o nurdan ellerini.
    Muhammed!
    seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!
    sana o adı veren rahmana kurbanız…”