Beynimizin karakutusu AMİGDALA

Bilgisayarınızın başında oturmuş bu makaleyi okurken BOOOOMMM! Arkanızdan acayip bir ses geldi. İçgüdüsel olarak her ne yapıyorsanız bir kenara bırakıp ayağa kalktınız ve kafanızı gürültünün geldiği tarafa çevirdiniz. Çok kısa bir süre içinde beyniniz tonlarca farklı bilgiyi işleyip değerlendirerek bulunduğunuz yerde kalıp savaşmaya ya da ortamdan sıvışmaya karar verecek.

Korkunun başka fizyolojik ürünleri gibi “savaş ya da kaç refleksi” denen içgüdüsel davranış da tüm omurgalılarda korunmuş ilginç bir örüntüdür. Sempatik sinir sistemi adrenalin salgılayarak kalp ve solunum hızınızı artırır, kaslarınıza kan akışını hızlandırır, reflekslerinizi güçlendirip göz bebeklerinizi büyüterek vücudunuzu savaşmaya ya da kaçmaya hazırlar.

Üstelik bunlar olup biterken siz hiçbirinin farkına varamazsınız bile. Stresli durumlarda tehlikeye daha iyi dikkat kesilebilmek için acıyı bile daha az hissedersiniz. Bu karmaşık duyular beyindeki farklı bölgeleri aktive eder, ancak hepsini organize eden bir merkez vardır: amigdala!

Korktuğunuzda sizi korkutan şeyin ne olduğunu ancak tüyleriniz diken diken olduktan sonra anlayabildiğinizi fark ettiniz mi hiç? Bunun sebebi amigdalanın tüm bu işlemleri, tehlike uyarısı bilincinizi oluşturan beyin bölgelerine ulaşmadan halledebilecek kadar hızlı yapabilmesidir. Amigdala duyusal bilgiyi kısa yol ve uzun yol olmak üzere iki farklı yoldan alır.

Tüm duyusal bilgi beyinde önce talamus denilen merkeze uğrar ve buradan doğrudan amigdalaya ulaşır: Bu kısa yoldur.

Uzun yol ise talamustan çıkarak önce korteksteki görsel, işitsel ve prefrontal merkezlere uğrayıp daha sonra amigdalaya ulaşır. Beyin korteksi aldığı bilgiyi işleyerek durumu anlamlandırmaya çalışır, bu değerlendirmenin sonunda bir tehdit algılarsa amigdalaya haber vererek uygun tepkinin oluşmasını sağlar. Bu uzun yol tehdidin farkına varmanızı ve heyecanlandığınızı anlamanızı sağlar.

Böyle iki farklı yol olması eşek şakalarının neden eğlenceli olduğunun da açıklamasıdır. Bir eşek şakası doğru yapıldığında ilk önce kısa yolla amigdalayı uyararak tüm vücutta bir korku uyaranı oluşmasını sağlar, uzun yol ancak çok sonra durumun gerçek bir tehlike olmadığını anlayabilir ama bu arada olan olmuş, korku bedeninizi sarmıştır bile.

Korkmak için amigdala olmazsa olmaz değildir, anatomik olarak amigdalası olmayan insanların da panikleyebildiğini biliyoruz. Ayrıca amigdalaya korkuyu işleme konusunda yardım eden birçok başka beyin yapısı vardır.

Örneğin beynin hafıza merkezi olarak bilinen hippokampus amigdalanın korkunun bağlamını anlamasını sağlar. Geçmişte benzeri bir deneyim yaşadıysanız, bu deneyim güncel korkunuzu artırabilir. Dahası, korktuğunuzda salgılanan adrenalin hafıza merkezi hippokampusun anılarınızı daha etkili bir şekilde çağırabilmesini sağlar. Daha çok önem verdiğiniz ve duygularınızı tetikleyen şeyleri daha iyi hatırlayabilmenizin sırrı budur.

Amigdala ayrıca orta prefrontal korteksten de sinyaller alır, bu bölge amigdalanın oluşturduğu ilk refleksin ardından mevcut tehlikeden nasıl kurtulacağınızı planlamanız gerektiğinde devreye girer. Amigdala daha doğumda bile tamamen gelişmiş bir beyin yapısıyken, prefrontal korteksiniz yetişkin oluncaya kadar olgunlaşmaya devam eder. Bu nedenle çocuklar ve ergenler her zaman rasyonel kararlar veremezler ve duygularını iyi kontrol edemezler.

Bir dahaki sefere bir arkadaşınız yüzünde bir hayalet maskesiyle aniden saklandığı yerden üzerinize bağırarak gelip sizi korkutmaya çalıştığında, önce korktuğunuz için hafifçe gülümseyin, sonra da amigdalanızın diğer beyin bölgelerinin yardımıyla tüm bu senaryoyu nasıl yarattığını aklınıza getirin.

Amigdala beynin temporal lobunda bulunan badem şeklindeki bir bölgedir. Şeklinin bademe benzemesinden dolayı bu bölgeye amigdala ismi verilmiştir. Çok küçük bir hacme sahip olmasına rağmen hayatta kalmamızda çok büyük görevler üstlenir. Bellek, karar verme ve korku, agresiflik gibi duygusal süreçlerin kontrolünde çok önemli rol alır. Beynin her iki yarımküresinde de bulunan amigdala limbik sistemin başlıca elemanlarından biridir.

Amigdalanın yapısına baktığımızda nöron kümelerinden oluştuğunu görürüz. Bu kümeler çok önemli görevler icra ederler. Bunların bazıları bazolateral kompleks, kortikal çekirdek, medial çekirdek, merkezi çekirdektir. Bazolateral kompleks de kendi içinde lateral, bazal ve yardımcı bazal çekirdekler olarak üçe ayrılır.

Sağ ve Sol Amigdala Arasındaki Farklar


Beynin her iki yarısında da bir amigdala bulunur. Bunlar yapı olarak birbirlerinin simetrisidir. Ancak işlevsel olarak aralarında bazı farklar bulunur. Beyne elektrik akımı verilen çalışmalarda sağ ve sol amigdalanın farklı işler yaptığı görüldü. Sağ amigdala olumsuz duyguları işlemekten sorumludur. Özellikle korku ve mutsuzluk duygusu burası tarafından tetiklenen duygulardır. Buna karşın sol amigdala olumlu duyguları veya korku gibi olumsuz duyguları tetikliyor. Bazı çalışmalar sol amigdalanın beynin ödül mekanizmasında da görev aldığını gösteriyor.

İki amigdala da duyguları algılama ve işleme biçimimizle ilgili özel bir işleve sahiptir. Bunların birbirlerinden bağımsız bellek sistemleri vardır. Ancak duyguları yorumlamak ve depolamak için birlikte hareket eder. Sağ yarımküredeki amigdala olumsuz duygularla ilişkilidir. Korkuya bağlı koşullanma tam olarak bu bölgede gerçekleşir. Örneğin 8 yaşında bisikletle geziyorken bir anda arkanızdan bir köpek sizi kovalamaya başladı ve siz de kaçmaya başladınız. Sağ amigdalanız hemen bisiklet üstünde köpeklere karşı sizi korkmaya koşulladı. Mis gibi travma.

Sağ amigdala bildirimsel bellek ile de ilişkilidir. Bildirimsel bellek geçmiş tecrübeleriniz ile ilgili bilgileri bilinçli olarak çağırdığınız bellek türüdür. Örneğin sevgilinizle ilk buluşmanız boğaz manzaralı bir restoranda olmuştu. Bildirimsel bellek sayesinde restoranın ismini hatırlarsınız, ya da hatırlamazsınız. Bu bildirimsel belleğin alt kümesinde olaysal belleğin görev alanına girer. O restoranda yaşadığınız bütün anıların duygusal bileşenleri ise sağ amigdalanın süzgecinden geçer.

Amigdalanın Gelişim Süreci


Tüm insanların beyni bebeklik çağlarında çok etkin bir gelişim süreci izler. Doğumda var olan sinapsların çoğu 3 yaşına girdiğinizde kaybolur. Hayatın ilk yıllarında kadınların limbik yapıları erkeklerinkinden daha hızlı bir şekilde gelişir. Kadınlarda amigdala 1,5 yılda tam olarak gelişirken erkeklerde bu süre daha uzundur. Erkeklerin amigdalasının gelişim süreci kadınlardakinden daha yavaştır.

Erkek ve kadınlardaki farklar sadece süre ile sınırlı değildir. Cinsiyete bağlı farklar hormonal ve nörolojik değişimleri de kapsar. Amigdala androjen reseptörler bakımından çok zengindir. Bu reseptörler testosterona etkili bir şekilde bağlanırlar. Testosteron reseptör bağlanması gerçekleştiğinde DNA aktivasyonu başlar. DNA’yı tetikleyecek hücre içi sinyal mekanizmaları etkinleşir. Kadınların erkeklerden daha düşük testosteron seviyesine sahip olduğunu biliyoruz. Bu durum farklı cinsiyetler arasında amigdalanın farklı büyüklükte olmasına neden olur. Amigdaladaki gri madde miktarının belirlenmesinde testosteron önemli bir rol oynar.

Amigdala mı beyin mi?

Canlıların uzun yaşamasını sağlayan esas belirleyici, olası bir tehlikede KAÇAYIM MI KALAYIM MI kararını en hızlı şekilde verme becerileri.. “Fight or flight response” dedikleri bu kararı kontrol eden de beyin değil, amigdala dediğimiz minicik beynin içine iyice saklanmış küçük bir bölge.

Yapma dur düşün önce

Serebral korteks bir bilgi ağı yaratma, çıkarımda bulunma, güzel, iyi, doğru kavramlarını anlama, estetik değerler üretme, felsefe yapma, düşünme, problem çözme, kompleks problemleri çözme ustasıdır, ama amigdalaya göre yavaştır.

Serebral korteks amigdalaya aslında baskı uygulayabilir, YAPMA, ETME, DUR, BİR DÜŞÜN, BAK SONRA PİŞMAN OLURSUN gibi bilgi gönderebilir ama amigdala bu bilginin gelmesini bekleyemez.

Amigdala acelecidir, hemen ateşlenir, hemen durulur, hemen saldırır, hemen kaçar, onun öyle “şu adama bir çakmak istiyorum ama dun bakalım serebral korteks bu kararım için ne diyecek?” diye düşünecek ne yetisi vardır ne zamanı. O pat patlatır bir tane.. Patlatırken de sonra ne olur iyi bir şey mi yapıyorum diye analiz etmez, edemez. İçgüdüsel olarak içinden ne geliyorsa onu anında uygular.