Türkiye’nin yeni sorunu: Kaliforniya Sendromu

Kaliforniya, ABD’de eğlence dünyasının merkezi durumunda. Eğlencenin dorukta yaşandığı bu bölgede insanlar arasında,üç belirti çok yaygın yaşanıyor: Zevke düşkünlük, ben merkezcilik, yalnızlık. Artık Türkiye’de de durum giderek Kaliforniya’dakine benziyor.

Üç ana belirtisi var: Zevke düşkünlük, ben merkezcilik, yalnızlık…Bu belirtileri ise mutsuzluk izliyor. Psikiyatri uzmanları bu sorunun adını “Kaliforniya Sendromu” koymuş çünkü Kaliforniya, eğlencenin, zevkin ve paranın dorukta olduğu bir bölge. Ve tam bir kısır döngü yaşanıyor. Mutsuzluğunu unutmak isteyen insanlar daha fazla eğlenceye yöneliyor. Daha çok eğlence ve seks ile üretmeyen, tüketen, yardım etmeyen, sadece kendine harcayan, parasal hedefleri kutsallaştıran, toplumsal hedefleri önemsemeyen bir anlayış hastalık gibi yaygınlaşıyor. Adeta sosyal bir kanser gibi hızla artıyor. Dünyada bu durum giderek daha çok insanı pençesine alırken, Türkiye’de de bu sorun yaygınlaşmaya başlamış görünüyor.

Psikiyatr Dr. Nevzat Tarhan, Kaliforniya sendromunu şöyle tanımlıyor: “Bu sendromu yaşayan kişiler, ‘Başkası açlıktan ölse bana ne’ düşüncesi ile kendisi dışındaki kişiler hakkında kaygı hissetmemeye başlıyor. Kendine hayran olma, ego fetişizmi de denilebilecek şekilde narsisistik eğilimler taşıyor.

‘Bana zevk veren şeyler iyidir, zevk vermeyen şeyler kötüdür’ şeklinde iyi doğru değerlerinde değişme yaşanıyor. Somut zevk ve eğlenceleri yaşamın amacı olarak görüyor. Bu kişiler, ben merkezcilik ve zevkine öncelik verme sonucunda başarılı iseler çevrelerinde sahte dostlar bulunuyor. Erkekseler başarıyı, kadınlarsa güzelliği kaybettiklerinde, dostları yanlarından uzaklaşıyor.

Yukarıdaki üç özelliği mutsuzluk izliyor. Mutsuzluğu telafi etmek için daha çok eğlenceye, sekse yöneliyorlar. Sonuç olarak yukarıda da sözünü ettiğimiz insan tipi çıkıyor ortaya. Sadece kendisi için harcama yapan, paraya tapan, sorumluluklarını gözardı eden Kaliforniya sendromlu insanlar.

Dünyada büyük metropollerde yaşanan bu soruna artık Türkiye’de de büyükşehirlerin lüks semtlerinde rastlanmaya başladı. Etiler, Bağdat caddesi buna örnek gösterilebilir. Kaliforniya sendromunun, depresyonun artışında önemli bir alt yapı oluşturduğu da düşünülüyor. Özellikle 90 sonrası kuşaklarda çocuklar, para, cinsellik ve uyuşturucu ile erken tanıştılar. Yeterli zihni ve ruhsal gelişimi tamamlamadan, ergenliği erken bitirdiler ama olgunlaşamadılar.”