Öğrenilmiş Çaresizlik Sendromundan Kurtulabilir miyiz ?

Öğrenilmiş çaresizliği yok edebilmek

Öğrenilmiş çaresizlik sendromu veya kazanılmış başarısızlık sendromu, kişinin göstermiş olduğu çabalamanın sonuca ulaşmaması durumunda, sonucu değiştiremeyeceğine inanması ve bunu kabul etmesidir. Kişi eğer çok sayıda başarısızlık yaşadıysa; tekrar denese de, nasıl olsa olayların kontrolünün kendisinde olmadığını, başarıya ulaşamayacağını düşünüyorsa daha ileri adım atmaz, çaba sarfetmez.

İnsan hayatında çaresiz kalınan durumların olması doğaldır. Belli konularda çözüm üretmek güçtür ya da kişi çaresiz kalabilir. Ancak öğrenilmiş çaresizlikte; gerçekten çaresiz olmadığımız halde çaresiz olduğumuzu zannederek, zordaki durumu çözmek için bir şey yapmayarak başarısızlığı baştan kabul ederiz.

En önemli noktalardan biride; öğrenilmiş çaresizlikte kötü olayların birleşmesiyle kişi sosyal hayata çıkamamaya kadar gidiyor ve kişi sonunda sosyal fobiye sahip olabiliyor.

Öğrenilmiş Çaresizlik Deneyi

Seligman ve Maier tarafından (1967) “öğrenilmiş çaresizlik” üzerine gerçekleştirilen deney iki aşamadan oluşmaktadır. Köpeklerle gerçekleştirilen bu deneyin ilk aşamasında, her köpek aşağıdaki üç koşuldan birisine atanmıştır.

1) Şoktan kaçılamayan koşul: Köpekler bir süre şoka maruz kalmışlardır, fakat köpeklere şoktan kaçabilmeleri için imkan verilmemiştir.

2) Şoktan kaçılabilen koşul: Bu koşulda köpeklere şok verilmiştir, fakat köpekler bir düğmeye basarak kendilerine verilen bu şoktan kaçabilmişlerdir. Ayrıca bu koşuldaki köpekler düğmeye basınca, şoktan kaçamayan köpeklerin de şoka maruz kalmasına bir son verebilmişlerdir.

3) Şokun olmadığı koşul: Bu köpekler şoka hiç maruz kalmamıştır, sadece deneyin ilk aşamasının bitmesini beklemişlerdir.

Deneyin ikinci aşamasında, bütün köpeklere şok verilmiştir. Köpekler, bu şoktan yanlarındaki bariyerden atlayarak kurtulabileceklerdir. Bariyerden atladıktan sonraki bölge şokun olmadığı bölgedir. Yani, deneyin ikinci aşamasında, köpeklerin şoktan kaçınma davranışı gözlemlenmektedir. Deneyin ilk aşamasında herhangi bir şoka maruz kalmamış köpekler bariyerden atlayarak şoktan kurtulmayı öğrenmişlerdir.

Ayrıca, yine deneyin ilk aşamasında “şoktan kaçılabilen koşula” atanmış olan köpekler bariyerden atlayarak şoktan kaçınmayı öğrenebilmişlerdir.

Fakat, ilk aşamada “şoktan kaçılamayan koşulda” yer alan köpekler diğer köpeklerden oldukça farklı davranmışlardır. Bu köpeklerin çoğu, şoka maruz kaldıklarında büyük bir stresle koşturmaya başlamış, sonra da zemine uzanarak şoka maruz kalmaya çaresizce devam etmişlerdir. Şans eseri birkaç köpek bariyerden atlasa da, bundan sonraki denemelerde aynı çabayı göstermemişlerdir. Özet olarak denilebilir ki, daha önce “şoktan kaçılamayan koşulda” yer alan köpeklerin şoktan kaçabilme yetenekleri zarar görmüştür. Bu fenomen “öğrenilmiş çaresizlik” olarak tanımlanmaktadır.

Öğrenilmiş çaresizlik, kontrol edilemeyen ve rahatsızlık verici olaylara sürekli maruz kalmanın sonucunda öğrenme yeteneğinde görülen azalma şeklinde ifade edilebilir. Seligman ve Maier’e göre, öğrenilmiş çaresizlik yaşayan köpekler kaçma çabalarının işe yaramadığını düşünmektedirler ve yeni bir şokla karşılaştıklarında denemeyi bırakmaktadırlar.

Öğrenilmiş çaresizlik, insanlarla ilgili bazı durumları da açıklayabilmektedir. Örneğin, Dweck ve Repucci, çözülemeyen problemlerle uğraşan çocukların daha sonra çözülebilen problemleri çözmek için de çaba göstermediklerini bulmuşlardır. Öğrenilmiş çaresizlik ayrıca, depresyonun bazı yönleri ile de bağdaştırılmaktadır. Kontrol edemedikleri kötü olaylara maruz kalan insanlar (işi kaybetme, fiziksel rahatsızlık, boşanma vb), oldukça pasif ve umutsuz olabilmektedirler.

Öğrenilmiş çaresizlik nasıl anlaşılır?

Kişi yaşamaya karşı hevesini kaybetmeye başlar. Sadece mecburi olduğu işleri yapar. Düşünme ve algısında zayıflama olur.
Kişide özgüven eksikliği vardır. Fizyolojik veya psikolojik olarak acıyı kabullenmeye başlarlar.

Öğrenilmiş çaresizliğin nedenleri nelerdir?

Sürekli aşağılanmaya maruz kalınması , İnsanlara olan güven kaybı , Olumsuz çevre koşulları , Travma, depresyon gibi psikolojik sorunlarının olması, Stresli ev ya da iş ortamı

Öğrenilmiş çaresizlikle baş etmek adına ne yapılmalıdır?

“Yine yapamadın” vb. suçlayıcı eleştiriler yapılmamalı. Kişiye altından kalkamayacağı görevler verilmemeli, Motive olması ve kendini başarılı hissetmesi sağlanmalı, Kişinin başarısı takdir edilmeli

Öğrenilmiş çaresizlikte tedavi

Peki, insanlar öğrenilmiş çaresizliğin üstesinden gelmek için ne yapabilir? Araştırmalar, özellikle erken başlangıçta müdahale olursa, öğrenilmiş çaresizliğin başarıyla azaltılabileceğini göstermektedir. Uzun süreli öğrenilmiş çaresizlik, aynı zamanda daha uzun süreli çaba gerektirmesine rağmen azaltılabilir. Tedavi, öğrenilmiş çaresizlik semptomlarının azaltılmasında etkili olabilir. Örneğin, bir çalışmada bazı katılımcılardan çözülemez bir görevi tamamlamaya çalışmaları istenmiştir.

Görevde başarısız olduktan sonra terapötik müdahale alanların tekrar denemeleri ve bir takip görevini başarıyla tamamlamaları daha olasıydı. Müdahale almamış olanların, öğrenilmiş çaresizliği deneyimleme ve pes etme olasılığı daha yüksekti. Peki, insanlar öğrenilmiş çaresizliğin üstesinden gelmek için ne yapabilir? Bilişsel davranışçı terapi öğrenilmiş çaresizliğe katkıda bulunan düşünce ve davranış kalıplarının üstesinden gelmede yararlı olabilecek bir psikoterapi şeklidir.

Bilişsel davranışçı terapinin amacı, hastaların öğrenilmiş çaresizlik duygularına katkıda bulunan olumsuz düşünce kalıplarını belirlemelerine yardımcı olmak ve daha sonra bu düşünceleri daha iyimser ve rasyonel düşüncelerle değiştirmektir. Bu süreç genellikle ne düşündüğünüzü dikkatli bir şekilde analiz etmeyi, bu fikirlere aktif olarak meydan okumayı ve olumsuz düşünce kalıplarına itiraz etmeyi içerir.