Nedir Bu Sicim (String) Teorisi ?

Sicim Teorisi Nedir

Sicim teorisi veya kuramı , parçacık fiziÄŸinde, kuantum mekaniÄŸi ile Einstein’in genel görelilik kuramını birleÅŸtiren bir teori olmaya aday kuramlardan biridir. Bu güne kadar bu konuda pek çok teori aday olarak sunuldu. Bu teorilerden bazılar: Halka Kuantum Kütleçekimi Teorisi, Nedensel Fermiyon Sistemleri Teorisi, Nedensel Kümeler Teorisi, E8 Önerisi, Åžerit Modeli ve daha pek çok teori. Bunların içerisinde en kuvvetli adaylardan birisidir Sicim Teorisi.

Sicim teorisi için baÅŸlangıç noktası, parçacık fiziÄŸinin nokta benzeri parçacıklarının dizgeler adı verilen tek boyutlu nesneler olarak da modellenebileceÄŸi fikridir. “Sicim” adı, klasik yaklaşımda “sıfır boyutlu noktalar” ÅŸeklinde tarif edilen atom altı parçacıkların, aslında “bir boyutlu ve ipliksi varlıklar” olabileceÄŸi varsayımına dayanır. Sicim kuramı hızla geliÅŸen ve üzerinde çok çalışılan bir alan olmakla birlikte, henüz deneysel gözlemi mümkün olmamış, matematiksel bir modeldir.

Kuramdaki temel fikir, gerçekliÄŸin esas bileÅŸenlerinin rezonans frekanslarında titreÅŸen ve planck uzunluÄŸunda olan (10−35 mm civarı) sicimler olduÄŸudur.

String (Sicim) teorisi, dizelerin uzayda nasıl yayılıp birbirleriyle etkileşim kurduğunu açıklar. Sicim teorisinin belirli bir versiyonunda, sıradan dizede küçük bir halka ya da segment gibi görünen yalnızca bir tür dize vardır ve farklı şekillerde titreşebilir. Dize skalasından daha büyük uzaklık ölçeklerinde bir dize, kütlesi, yükü ve ipin titreşim hali tarafından belirlenen diğer özellikleri ile sıradan bir parçacık gibi görünür.

Bu şekilde, farklı temel parçacıkların hepsi titreşen ipler olarak görülebilir. Sicim teorisinde, ipin titreşim hallerinden biri, yerçekimi kuvveti taşıyan bir kuantum mekanik parçacık olan gravitonun ortaya çıkmasına neden olur. Bu nedenle sicim teorisi, bir kuantum çekim teorisidir.

Sicim Teorisi Nasıl Ortaya Çıkmıştır.

Evreni oluşturan en temel, bölünemeyecek kadar küçük atom altı parçacıkların, tek boyutlu sicimler olduğunu öne süren sicim teorisi kuramı, 1943 yılında Heisenberg tarafından başlatılan bir araştırma programının sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

1984-1986 yılları arasında yapılan çalışmalar sonunda bunun, tüm temel parçacıkları ve aralarındaki etkileşimleri açıklayabilecek kadar kapsamlı bir kuram olduğu keşfedilmiştir.

Sicim teorisi için baÅŸlangıç ​​noktası temel Parçacık fiziÄŸi‘nin nokta gibi parçacıklar da sicimleri denilen tek boyutlu nesneler olarak modellenebilir fikridir. Sicim teorisi göre , sicimlerin birçok yönden salınım olabilir. Sicim,yarıçapı daha büyük mesafeli ölçeklerde, her salınım modu, kütle, yük ve sicim dinamiklerini tarafından belirlenen diÄŸer özellikleri ile, parçacığın farklı bir türüne yol açmaktadır.

Partikül emisyon ve soğurma ya karşılık ise Sicimlerin bölme ve rekombinasyon parçacıklar arasındaki etkileşimleri neden olur veren , partikül emisyon ve soğurma karşılık gelmektedir. Sicimlerin titreşim modları için bir benzetme birden çok farklı müzik notaları olan bir gitar teli eseridir. Bu benzetmede,farklı notlar farklı parçacıkların karşılık gelmektedir.

Sicim teoremi 6 yeni boyut daha önerir, fakat bu boyutları standart anlamdaki mekân ve zaman boyutları değil, bunlara bağlı alt boyutlar gibi tanımlar (bildiğimiz 3 uzay ve 1 zaman boyutu üzerinde dairesel olarak katlanmış ekstra boyutlar).Örnek olarak bu boyutlardan biri 5. boyut olan paralel evren veya zamanda kırılma yaşanılan boyuttur.

BilindiÄŸi gibi herhangi bir atomdaki herhangi bir elektron bile katman deÄŸiÅŸtirse yeni bir paralel evren oluÅŸabilir. Yine örnek olarak çok ince bir tel düşünelim 2 mm kalınlığında, bu tel uzaktan bakılınca bizim için tek boyutlu bir doÄŸrudur. DiÄŸer boyutları bizim için yok gibidir. Fakat bu telin üzerinde hareket eden bir karınca için telin üzerinde saÄŸa ve sola gidip tur atılabilir ve o yönlerde de boyut vardır.Ä°ÅŸte o boyutlar ancak o seviyeye inince anlam kazanır ve her zaman gözükmezler.

Membranların oluşturduğu parçacıkların da çok küçük yüzeyler olduğu ve onların seviyesine inince anlaşılabileceği düşünülmektedir. Bu yüzeyler farklı titreşimlerle farklı atom altı parçacıkları, bu atomaltı parçacıklar da birleşerek atomları oluşturmaktadırlar.